ABD’nin Florida eyaletinde yaşayan 34 yaşındaki Kayla Bailey, son haftalarda hem ailesini hem de kamuoyunu endişelendiren gizemli kayboluşlarla gündemde.
Beş çocuk annesi olan Bailey, kısa süre önce evinden kaybolmuş, iki gün sonra ormanda bitkin ve susuz kalmış bir halde bulunmuştu.
Ancak aradan sadece 18 gün geçtikten sonra yeniden ortadan kaybolması, olayın arkasında çok daha derin sorunlar olabileceğini düşündürüyor.
İlk Kayboluş ve Mucizevi Kurtuluş
Kayla Bailey, 17 Ağustos günü Jacksonville’deki evinden ayrıldıktan sonra kayboldu. Ailesi iki gün boyunca ondan haber alamayınca büyük panik yaşadı. Arama çalışmalarının ardından genç kadın, evine sadece bir mil uzaklıkta, ormanın içinde yorgun, yönünü şaşırmış ve ciddi şekilde susuz kalmış halde bulundu.
O an, ailesi için büyük bir sevinç kaynağı olmuştu. Ancak kısa sürede bu mutluluk yerini yeni bir endişeye bıraktı.
İkinci Kayboluş: Bu Sefer Bilerek mi Gitti?
Kayla, 7 Eylül’de yeniden kayboldu. Son kez bir aile evinde görüldükten sonra ortadan kaybolan Bailey’nin bu kez bilerek kaybolmuş olabileceği iddia ediliyor. Ailesi, onun özellikle içinde bulunduğu psikolojik durum nedeniyle böyle bir karar almış olabileceğini öne sürdü.
Kayla’nın telefonu kapalı. Ailesi ve yakınları, genç kadının bu defa geri dönüp dönmeyeceği konusunda umutsuzluğa kapılıyor.
Aileden Çarpıcı Açıklamalar
Kayla’nın annesi Lisa Lucas, yerel medyaya yaptığı açıklamada kızının adeta “hayatından uzaklaştığını” söyledi:
- “İşini, çocuklarını, ailesini, evini… her şeyini geride bıraktı. Bu benim kızım değil.”
Kayla’nın kardeşi Scott ise kız kardeşinin son zamanlarda zihinsel olarak çok kırılgan göründüğünü, ama kaçmayı planladığına dair bir işaret almadığını söyledi.
Eş Faktörü: Şiddet ve Yasaklama Kararı
Kayla’nın eşi Joshua Bailey de olaylarda önemli bir rol oynuyor. Joshua, Kayla bulunduğu gün, koruma kararını ihlal ettiği için tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yerel medyada çıkan iddialara göre Joshua, geçmişte Kayla’ya şiddet uygulamış ve bu nedenle hakkında aile içi şiddet kararı çıkarılmıştı. Bu durum, Kayla’nın ruhsal çöküşünün önemli sebeplerinden biri olarak görülüyor.
Bir sosyal medya kullanıcısı, “Bu tür istismar bir insanın işlevselliğini tamamen yok edebilir” yorumunu yaptı.
image credit: Kayla Bailey Facebook
Psikolojik Kriz ve Baker Act Tartışması
Kayla’nın ikinci kayboluşunun ardından yetkililer, Florida’da yürürlükte olan Baker Act yasasını gündeme aldı. Bu yasa, ciddi ruhsal çöküş yaşayan kişilerin, kendi hayatlarını veya başkalarının hayatını tehlikeye atabilecekleri gerekçesiyle zorla 72 saatlik psikiyatrik gözetim altına alınmalarına izin veriyor.
Yetkililer, Kayla’nın durumu için bu yasayı uygulamayı değerlendirdi ancak net bir adım atılmadı. Zira Kayla’nın zihinsel sağlığıyla ilgili çelişkili raporlar bulunuyordu.
Zor Bir Durum: Gönüllü Kayboluş İddiası
Jacksonville Şerif Ofisi, olayın hâlâ aktif bir dosya olduğunu açıkladı. Ancak, Kayla’nın kendi isteğiyle kaybolduğunun düşünülmesi, tam kapsamlı bir arama başlatılmasını zorlaştırıyor.
Şerif ofisi, bu tür durumlarda kişi kendi iradesiyle ortadan kaybolduysa, devletin tüm imkânlarını seferber etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Sosyal Medyadan Tepkiler: “Kaybolmadı, Gitti”
Kayla’nın kayboluşu sosyal medyada büyük yankı buldu. Pek çok kişi, olayın aslında bir “yardım çığlığı” olduğunu düşünüyor.
- Marie Rotoli: “Kaybolmadı, gitti. Arada büyük bir fark var.”
- Crystal Laws Farnsworth: “Kaynakları boşa harcamayın. Bu kez kendi isteğiyle gitti.”
- Jane Glover Tomasik: “İlk kayboluşu bir yardım çığlığıydı. Ona doğru şekilde yardım edilmeli.”
- Skyla Seale: “Bu açıkça bir ruh sağlığı krizi. Umarım en kısa sürede gerekli yardımı alır.”
Bu yorumlar, toplumun olaya bakışını da ikiye bölmüş durumda: Kimileri Kayla’nın korunması gerektiğini savunurken, kimileri de onun kendi kararını verdiğini düşünüyor.
Kayla’nın Önceki Paylaşımları: Sessiz Bir İsyan
Kayla’nın geçmişte yaptığı bazı sosyal medya paylaşımları da dikkat çekiyor. Şubat ayında “Jacksonville FL Moms” grubunda yaptığı bir paylaşımda, beş çocuğunu tek başına büyütmenin zorluklarını dile getirmiş ve oğluna rehberlik edecek “örnek bir erkek figürü” aradığını yazmıştı.
Ayrıca eski eşinin “ciddi derecede ruhsal hastalığı olduğunu” ifade etmişti. Bu paylaşımlar, aslında Kayla’nın yaşadığı aile içi sıkıntıların uzun süredir devam ettiğini gösteriyor.
Toplum ve Yetkililer Ne Yapmalı?
Uzmanlara göre Kayla’nın hikâyesi, aile içi şiddet, ruhsal çöküş ve toplumsal destek eksikliği gibi birçok kritik noktayı bir araya getiriyor.
- Aile içi şiddet mağdurlarının daha etkin korunması,
- Ruhsal kriz yaşayan bireyler için zorunlu destek mekanizmalarının devreye alınması,
- Çocukların bu süreçten en az zararla çıkmaları için sosyal hizmetlerin hızla organize edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Kayla Nerede?
Bugün itibarıyla Kayla Bailey hâlâ kayıp. Onu en son görenler, siyah bir tulum ve kahverengi sandalet giydiğini söylüyor. Telefonu kapalı ve yakın çevresinden kimseye haber vermedi.
Ailesi hâlâ umutlu:
- “Onu bulabilirsek hayatına yeniden dönebilir. Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı. Hâlâ umut var.”
Yetkililer, Kayla hakkında bilgi sahibi olan herkesin Jacksonville Şerif Ofisi ile iletişime geçmesini istiyor.
Kayla Bailey’nin hikâyesi, kişisel bir trajediden öte, toplumun ruh sağlığı ve aile içi şiddet gibi büyük sorunlarına ayna tutuyor. Beş masum çocuk, hâlâ annelerinin dönmesini bekliyor.
