Hayatınızdaki kaygının bir kısmı normal, hatta sağlıklıdır. Ancak bu kaygı devam ederse ve gününüzü etkiliyorsa, başa çıkmanın yollarını öğrenmelisiniz.
Kaygınızın normal olup olmadığından veya sağlıksız seviyelere mi yükseldiğinden emin değil misiniz?
Sağlıklı kaygı ile klinik kaygı bozukluğu arasındaki farkı bilmek, hangi başa çıkma stratejilerinin rahatlama getirme olasılığının yüksek olduğunu ve profesyonel yardıma ihtiyacınız olup olmadığını belirlemenize yardımcı olabilir.
1. Kaygılı Olmak Ne Demektir?
Kaygı çoğu zaman hoş olmayan bir duygu olsa da aslında bazı tetikleyicilere verilen sağlıklı bir tepkidir.
Uzmanlar, insanların kaygıyı farklı şekillerde deneyimlese de çoğu durumda kişinin tüm varlığını psikolojik, fiziksel ve davranışsal olarak etkilediğini ve gerçekten üzücü bir şeye dönüştüğünü söylüyor.
Psikolojik olarak kaygının öznel huzursuzluk veya endişe duygularını içerdiğini söyleyebiliriz. Fiziksel olarak kaygı, hızlı kalp atışı, kas gerginliği, ağız kuruluğu veya terleme gibi bedensel duyumları içerebilir.
Davranışsal olarak da kişinin sıradan durumlardan kaçınmasına, duyguları hakkında iletişim kurmayı bırakmasına veya karar vermede başarısız olmasına yol açabilir.
En uç biçimlerinde kaygının kendinizden kopuk hissetmenize (duyarsızlaşma olarak bilinir), çevrenizle bağlantınızın kopmasına (derealizasyon), sanki ölecekmişsiniz gibi ya da mantıksız düşünüyormuşsunuz gibi hissetmenize neden olabileceğini belirtmiş olalım.