Bizim için kıymetli insanların değerlerini bazen çok geç anlıyoruz.
Zaman bizi öyle bir hale getirdi ki bir şeyleri fark ettiğimizde içimizden bir şey kopuyor ama artık her şey içinde çok geç oluyor.
Sıcağı sıcağına anlayamasakta sonrasında öyle bir an oluyor ki donup kalıyorsun, gözünde anılar ve asıl hissettiklerinle bir vicdan muhasebesine başlıyorsun.
Rastladığım, hüzünlü bir anısını paylaşan sözlük yazarı aslında tam da anlatmak istediğimizi bize acı bir örnekle anlatıyor.
Hani derler ya ölüm hayattaki tek gerçek diye işte onu akıldan çıkarmamak gerekiyor sanırım en önemli altın kural bu…
Özellikle büyüklere karşı merhamet ve vicdan dolu olmak bu zamanda son derece önemli. Nazımızın geçtiği bu insanları belki de o gün son görüşümüz…
Ah o burukluk hissi, yutkunmak istersin yutkunamazsın…
Bu zamanda insan kendine bile zor sahip çıkabilirken hatta tahamül edebilirken en yakınlarına bile müsamaha göstermez oldu. Şartlar bizi bu hale getirdi ama biz yine de her şeye rağmen bizi biz yapan, bizde özel yerleri olan insanların değerlerini her zaman hissettirelim.
Derler ya hani, fani dünya…