Yaşam boyu süren tek besin alerjisi olan çölyak hastalığı (ÇH), günümüzde en sık rastlanan genetik hastalık olarak kabul edilmektedir.
ÇH, genetik, çevresel ve immunolojik faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan, buğday, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan glütene karşı aşırı duyarlılık sonucu gelişen, bağışıklık sistemine bağlı bir emilim bozukluğu sendromudur.
ÇH tanı öncesi yüksek morbidite ve mortaliteye neden olurken, tanı konulduktan sonra hastalık olmaktan çıkarak bir yaşam biçimi haline gelmektedir.
Çölyak Hastalığı Olan Kişilerin Dikkatli Olması Gerekiyor
Çölyak hastalığı olan kişiler, glüten içeren gıdalar tükettiğinde ince barsaklardaki bağışıklık sistemi uyarılmakta ve barsakların iç yüzeyinde iltihap meydana gelmektedir Hastalığa ait semptomlar diyete glütenin girmesiyle herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmektedir. Küçük çocuklarda kusma, ishal, karın şişliği, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabileceği gibi daha ileri yaşlarda ameliyat, çocuk doğumu, hamilelik, viral enfeksiyon ya da şiddetli duygusal stresten sonra da tetiklenebilir.
ÇH kansızlık, boy kısalığı, kemik zayıflığı ve nedeni bilinmeyen karaciğer hastalığı gibi çok değişik belirtilerle de kendini gösterebilmektedir.
Glüten Nedir?
Glüten, buğday ve diğer tahıllarda bulunan bir protein olup, elastik ve iyi kaliteli hamurun oluşmasından sorumlu, yapısal proteindir. Buğday, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan bir madde olan ‘glüten’in aktif maddesi olan ‘gliadin’in ince barsakların iç yüzeyini döşeyen emici hücrelerle etkileşimi çölyak hastalığının oluşmasında rol oynayan en önemli mekanizmalardan biridir. Glüten, alkolde çözünebilen “prolamin” ve alkolde çözülmeyen “glütenin” fraksiyonlarından oluşmaktadır.
Genel olarak prolamin fraksiyonu hastalıktan sorumlu tutulmakla birlikte, son zamanlarda glütenin fraksiyonunun da ince barsak mukozasında zedelenmeye yol açtığı gösterilmiştir. Prolamin proteinleri buğdayda gliadin, arpada hordein, çavdarda sekalin, yulafta avenindir ve buğday, arpa ve çavdarda total proteinlerin %30-40’ını, yulafta ise %10-15’ini oluşturmaktadırlar.
Glütensiz diyet çölyak hastalığının tek tedavi yöntemidir. Glütensiz diyette buğday, arpa ve çavdar yasaklanmakta, mısır ve pirinç serbest bırakılmaktadır.
Glütensiz Diyet Nasıl Olmalı?
Daha önceleri 100 gr tahıl başına 0,02 gramdan daha az glüten içeren besinler “glütensiz” diye tanımlanırken, günümüzde “düşük glütenli” sayılmakta, “glütensiz” diyette hiç glüten olmaması beklenmektedir. Hastaların birçoğu glütensiz diyetle, ortalama iki hafta içinde düzelirken, bir kısım hastada, diyete tam olarak uyulmasına rağmen, düzelme görülmeyebilir. Bu hastalarda diğer besin intoleransı hastalıkları, pankreas yetmezliği, enteropatinin eşlik ettiği T hücreli lenfoma, ülseratif jejunit ve refrakter çölyak hastalığı düşünülmelidir.
Günümüzde çölyaklı bireylerin glütensiz diyete tam olarak uyması ve ömür boyu sürdürülmesi ile iyi bir gelişim elde edilmektedir. Hastalık başladıktan sonra, onunla birlikte yaşamayı öğrenmek gerekir. Glütensiz diyet için mutlaka doktor ve diyetisyen kontrolünde olmak gerekmektedir.