Güneş ışınlarından nasıl korunmamız gerektiğini şimdiden düşünmeye başlayabiliriz. Bir çoğumuz ne pratik, kolay ve bilinen yöntem olan koruyucu güneş kremlerini tercih edecektir. Güneş yanıklarından kendimizi korumamız gerekli olsa da güneş ışınlarını tamamen bloke etmek de iyi değildir.
D vitaminini en çok aldığımız kaynak olmasının yanı sıra ilginç bir şekilde bizi kanserden de korur. Ama güneşten o kadar korkarız ki kendimizi ve çocuklarımızı kimyasallarla dolu, zehirli kremlere bularız.
Cildimizi sürdüğümüz her şeyin vücudumuza geçtiği bilimsel olarak açıklanmıştır. Dünyanın bir çok yerinde yapılan araştırmalar özellikle güneş kremlerini mercek altına almış, içeriklerini değerlendirmiş ve cilde uygulandıktan sonra vücut tarafından nasıl emildiğini araştırmıştır. Kanada’da yapılan bir araştırma cilde uygulanan güneş kremindeki tüm kimyasalların vücuttaki çoklu dokulara geçtiğini ortaya koymuştur.
Yayınlanan başka bir çalışma, bunun aksine, insanların daha “temiz” ürünleri tercih etmeye başlamasından sonra kişisel bakım ürünlerindeki hormon dengesini bozucu kimyasal maddelerin önemli derece azaltıldığını göstermiştir. Bu kimyasalları şöyle sıralayabiliriz: Oxybenzone, triklosan, paraben, fitalat ve benzeri birçokları. Tüm bu maddeler çoğu popüler güneş kreminde bulunuyor ne yazık ki.
Bu durumda sıradaki soru şu; güneş kremlerinde bulunan ve kanımıza karışan maddeler konusunda endişe duymalı mıyız? Bu ürünlerin üreticilerine sorarsanız tabi ki endişe edecek bir durum olmadığını söylüyorlar. Ama bu tür şirketlere ne kadar güven olur siz de bilirsiniz. Sonuç olarak biz tüketicilerin kafası çok karışık. Bir taraf hiç bir sakıncası olmadığını söylerken diğer taraf bu kremlerin bizler ve çocuklarımız için ne kadar zararlı olduğunu sürekli vurguluyor.
Zararlı olduğunu bildiğimiz, güneş kremlerinde bulunan ve cildimize sürdüğümüz zaman vücudumuza da giren zararları maddelerin bazılarına göz atalım.
Oxybenzone
En çok kullanılan güneş kremlerinde bile bulunan bu madde en zararlı olandır. Ultraviyole ışınlarını etkili bir şekilde emdiği için kullanılır ama aynı zamanda hormon dengesini bozduğuna ve hücrelere zarar verdiğine (bu nedenle de kansere yol açabileceğine) inanılmaktadır. Dünyanın dört bir yanında bu maddenin zararlarını ortaya koyan bir çok çalışma yapılmıştır ve yapılmaya da devam edilmektedir.
Retinil Palmitat (A Vitamini palmitatı)
Amerikan hükümeti tarafından yapılan bir çalışma, bir çeşit A vitamini formu olan retinil palmitatın, güneş kremini güneş ışınlarına maruz kaldığınız sırada cilde uygulamanız halinde, cilt tümörlerinin ve lezyonlarının oluşumunu hızlandırdığını söylemiştir. Bu da A vitamini ve türevlerini içeren güneş kremlerinin kötü huylu hücrelerin gelişme ve cilt kanserinin yayılma riskini arttırıyor.
Koku
Kokulu kremler hormonları etkileyen paraben, fitalat ve sentetik miskler içeriyor.
Güneşe maruz kalmak sizi kanserden koruyabilir
Güneş aslında söylendiği kadar zararlı değildir. Güneşin bizi kanserden koruyabileceğini söylemek güneş kremi üreticilerine para kazandırmayacaktır. Fakat yapılan bir çok araştırma bu bağlantıyı kurmuş ve doğru miktarda alınan güneş ışığının bizi kanserden koruyabileceğini ispatlamıştır.
Çoğumuzun bildiği gibi D vitamini ihtiyacımızı karşılamak için güneş ışığına ihtiyaç duyarız. Güneşte çok kalınması halinde güneş yanıkları oluşur ve bu da melanoma yol açabilir. Kültürel değişiklikler, pazarlanan kremler ve diğer faktörler nedeniyle cildimiz de giderek güneş ışınlarına karşı daha hassas hale gelmiştir. Güneşte fazla kalırsanız cildiniz doğal bir bağışıklık geliştirir. Güneş yanıklarından korunmak için alternatif yollar vardır. Kimyasal içermeyen güneş kremleri kullanabilirsiniz.
Kanser vakalarının sadece %10’u radyasyon sebebiyle meydana gelir ve UV ışınları bunun çok küçük bir kısmını oluşturur. Cilt kanserini düşününce otomatik olarak güneş ışınlarını suçlarız ama cilt kanserine neden olan diğer faktörleri ne yapacağız? Günlük hayatımızda tükettiğimiz veya kullandığımız maddelerde bulunan arsenik, tarım ilaçları ve deri malzemeler için kullanılan koruyucular da göz önünde bulundurulması gereken şeylerdir.
Güneş kremleri cilde uygulandıktan saniyeler sonra vücut tarafından emildiği için vücuttaki zehirli maddelere büyük katkıda bulunurlar. Dünyanın oluşumuna yaşam formunu oluşturan güneşten günümüz kültüründe bu kadar korkmak komik bir durum değil mi? Unutmayın ki korktuğumuz başımıza gelir.
Güneşin faydaları saymakla bitmez o nedenle doğal ürünler kullanarak güneşten korunurken güneş ışınlarının faydalarını da alabiliriz.
Daha sağlıklı alternatifler
Güneş kremi alırken içindekileri okumayı ihmal etmeyin. İçerisinde çinko ve titanyum mineralleri bulunan kremleri kullanmaya özen gösterin. Güneşten en iyi korunma yönteminin uygun kıyafetler ve gölge olduğunu unutmayın. Her dışarı çıktığınızda güneş kremi sürmek zorunda değilsiniz. Bırakın vücudunuz biraz D vitamini alsın.
Hindistan cevizi yağının 8 derecelik bir güneş koruması sağladığı bilinmektedir. Koruması çok yüksek olmasa da sağlıklı bir alternatif olabilir. Cildinize sıkça uygularsanız sadece güneşten korumakla kalmaz, cildinizi nemlendirerek yanıklara karşı daha az hassas hale getirir. Güneşte uzun süre kalacağınız günlerde evden çıkmadan önce doğal güneş kremini sürün, bir kaç saat sonra ona destek olması ve cildi nemlendirmesi için hindistan cevizi yağını sürün.