Epsom tuzunun diğer bir adıyla İngiliz tuzunun eklem ağrılarını geçirdiğini duymuşsunuzdur. Peki diğer geçirdiği hastalıkları da duydunuz mu?
1680 yılında İngiltere’nin Epsom kasabası yakınlarında bulunan bu tuz, o zamandan beri yaygın olarak kullanılıyor.
Doğal yollarla oluşan bir mineral olan Epsom tuzunun başlıca bileşenleri sülfat ve magnezyumdur. Bu maddeler cilt tarafında kolayca emilir ve bir çok rahatsızlığa iyi gelir.
En yaygın olarak artrite bağlı eklem ağrılarını geçirmek için kullanılan Epsom tuzu başka bir çok şekilde hayatınızı kolaylaştırabilir.
Epsom Tuzunun Hiç Bilmediğiniz 8 Kullanım Şekli
Eklem ağrılarını geçirir
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu en yaygın kullanım şeklidir. Ağrıları dindirmek için Epsom tuzu banyosu hazırlayarak bir süre bu suda oturmalısınız. Böylece vücudunuz magnezyum ve sülfatı kolaylıkla emecektir.
Baş ağrısına iyi gelir
Epsom tuzunun başlıca bileşenleri baş ağrısını geçirir ve vücudu rahatlatır.
Kas ağrılarını azaltır
Epsom tuzu banyosu aynı şekilde kas ağrılarına ve spazmlara da iyi gelir.
Yüzünüzü ovalayabilirsiniz
Yüz kreminize bir parça bu tuzdan ekleyerek yüzünüze yuvarlak hareketlerle masaj yaparak sürün. Ardından yüzünüzü yıkayın. Cildiniz yumuşak, temiz ve parlak olacaktır.
Yağlı saçlara iyi gelir
Şampuanınıza bir parça Epsom tuzu ekleyin ve yağlı saçlardan kurtulmak için bu karışımla saçlarınızı yıkayın.
Ayaklarınızı ovalayabilirsiniz
Biraz Epsom tuzunu, zeytinyağını ve Kastil sabununu karıştırın. Ayaklarınızın yumuşak ve pürüzsüz olması için haftada en az 2 kere bu karışımla ayaklarınızı ovun.
Bitkileriniz için gübre olarak kullanabilirsiniz
Sebze ve meyvelerinizin büyümesini hızlandırmak için toprağa 1 çay kaşığı Epsom tuzu ekleyin.
Banyoyu temizleyebilirsiniz
Banyo fayanslarını, yerleri, lavaboyu ve küveti Epsom tuzu ve sıvı sabun karışımıyla temizleyebilirsiniz. İkisinden de eşit miktarda karıştırmanız yeterli.
Gördüğünüz gibi Epsom tuzu bir çok pahalı temizlik malzemesi, yüz kremi ve şampuan yerine geçebilir, ağrılarınızı dindirir ve paranız cebinizde kalır.
