Photo by Julia Demaree Nikhinson / POOL / AFP

Zuckerberg, Bezos, Musk ve diğerleri gibi teknoloji devlerinin servetleri artık yüz milyarlarca doları aştı. Son Forbes 2025 verilerine göre, 15 kişi 100 milyar doların üzerinde servete sahip. 1987’de bu seviyeye yaklaşan sadece iki kişi vardı.

2024 yılında milyarderlerin serveti 2 trilyon dolar arttı. Bu artış, dünya ekonomisinin büyüme hızının üç katı.

Zengin Fakir Uçurumu Derinleşiyor

Dünyanın en zengin %1’i, 1995’ten bu yana yaratılan yeni servetin %38’ini aldı. En fakir %50 ise yalnızca %2’sine sahip.

ABD’de en zengin 3 kişi, toplumun alt %50’sinden daha fazla servete sahip.

Bu uçurum; ekonomik kriz, toplumsal huzursuzluk ve politik kutuplaşmayı körüklüyor.

Milyarderler Nasıl Bu Kadar Zenginleşiyor?

1. Miras

  • 2023’te milyarder olan gençlerin tamamı servetlerini mirasla aldı.
  • Miraslar çoğu zaman vergilendirilmiyor. Bu da servetin nesiller boyunca büyümesini sağlıyor.

2. Finansal Sistem ve Yasal Açıklar

“Buy, Borrow, Die” (Satın al, Borç al, Öl) tekniği:

  • Servetlerini artırmak için hisse senetleri alıyorlar.
  • Bu hisseleri satmadan teminat gösterip borç alıyorlar (vergi yok).
  • Ölene kadar borçları faiz ödeyerek taşıyorlar.
  • Ölünce mirasçılar, kazanç vergisinden muaf şekilde serveti devralıyor.

3. Tekeller

  • Google, Amazon, Meta gibi devler kendi alanlarında %80-90’lık pazar payına sahip.
  • Bu şirketler fiyatları, kuralları ve siyaseti etkileyebilecek kadar güçlü.

Ekonomi Neden Milyarderleri Daha da Zengin Ediyor?

  • Cantalon Etkisi: Yeni para önce zenginlere ulaşır. Onlar bu parayla varlık alır. Fiyatlar yükselir. Yoksullar paraya geç ulaşınca sadece zamlı fiyatlarla karşılaşırlar.
  • Devletin pandemi döneminde bastığı paralar, borsa ve gayrimenkul piyasasını coşturdu. Bu varlıklara zaten sahip olan zenginler daha da zenginleşti.
  • 2022’de borsa varlıklarının %93’ü yalnızca en zengin %10’a aitti.

 Çözüm Ne Olabilir?

Vergi Reformu: Ultra zenginler daha fazla vergi ödemeli. Şu an ABD’de en zengin 25 kişi %3.4 vergi ödüyor, bu oran çalışan bir vatandaştan 6 kat daha az.

  • Vergi kaçırma yolları (offshore hesaplar, yaratıcı muhasebe) kapatılmalı.
  • Şirketlerin kendi hisselerini geri alması (buyback) gibi uygulamalar sınırlandırılmalı. Çünkü bu, servet eşitsizliğini artırıyor.
  • Asgari ücret artışı konuşulmalı ama bunun enflasyon ve küçük işletmelere etkisi de dikkatle ele alınmalı.

Yapısal Bir Sorunla Karşı Karşıyayız

Mesele, birkaç milyarderin çok parası olması değil; sistemin onların daha fazla kazanması ve diğerlerinin yerinde saymasına neden olması.

Devletler yalnızca para basarak zenginliği yayamaz. Gerçek zenginlik üretimle, kaynaklarla, inovasyonla olur.

Çözüm basit değil; zaman, liderlik, kamusal destek ve yapısal reformlar gerekiyor.

Peki Ya Gelecek? Ne Yapılabilir?

Geleceğin şekillenmesi bizim bugün alacağımız kararlarla belirlenecek. Eğer sistem yalnızca en tepedekilere hizmet etmeye devam ederse, kaçınılmaz olarak toplumun geri kalanı yoksullaşacak ve sosyal çatışmalar büyüyecek. Oysa bu kader değil. Bu gidişatı tersine çevirmek mümkün.

Ekonomik sistemin yeniden tasarlanması, sadece birkaç milyarderin değil, toplumun tamamının refahını merkeze almalıdır. Bu da birkaç temel adımı içerir:

  • Kapsayıcı ekonomik büyüme: Sadece finansal piyasalarda değil, gerçek üretim, yenilikçilik ve yerel girişimcilik desteklenmeli.
  • Eğitim ve fırsat eşitliği: İnsanların yoksulluktan çıkış yolları ancak kaliteli eğitim ve eşit başlangıç imkanları ile mümkün olabilir.
  • Verimli kaynak yönetimi: Paranın değil, üretkenliğin, teknolojik ilerlemenin ve sosyal faydanın öncelendiği politikalar geliştirilmeli.
  • Güçlü kurumlar ve şeffaflık: Sadece zenginlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin çıkarlarını koruyan adil ve şeffaf bir yönetişim sistemi inşa edilmeli.

Bu bir anda olacak bir değişim değil. Ama her adım, daha adil bir gelecek için bir kıvılcımdır. Bugün gösterilen farkındalık, yarının politikasını; yarının politikası ise geleceğin toplumunu şekillendirir.

ABD’deki Servet Yoğunlaşmasının Avrupa’ya Etkisi

Avrupa bazı konularda çok daha katı ancak genel resim çok farklı değil

1. Finansal Küreselleşme: Dalga Etkisi

ABD’nin uyguladığı parasal politikalar (özellikle pandemi dönemindeki para basımı ve faiz indirimi) yalnızca kendi ekonomisini değil, Avrupa finansal piyasalarını da etkiledi. Örneğin:

  • FED’in 2020-2022 arasındaki düşük faiz politikası, Avrupa’da da ECB (Avrupa Merkez Bankası) üzerinde baskı yarattı.
  • Doların küresel rezerv para birimi olması nedeniyle, ABD’deki varlık fiyatlarındaki artış (hisse senetleri, emlak) Avrupa’daki benzer varlıklara da spekülatif sermaye akışı yarattı.

Bu durum, Avrupa’daki büyük yatırımcıların ve elitlerin servetlerini artırmasına, orta ve alt sınıfın ise enflasyon karşısında ezilmesine neden oldu.

2. Avrupa’daki Eşitsizlik Eğilimleri

ABD’deki kadar vahşi bir tablo olmasa da Avrupa’da da eşitsizlik büyüyor. Örneklerle inceleyelim:

🇫🇷 Fransa

  • LVMH CEO’su Bernard Arnault, Avrupa’nın en zengin kişisi olarak 2025 itibariyle servetini 200 milyar doların üzerine taşıdı.
  • Bu sırada Fransa’da emeklilik yaşı artırılmak istenince milyonlar sokağa döküldü — halk, hayat pahalılığı ve zenginlerin daha da zenginleşmesine karşı tepki verdi.

🇩🇪 Almanya

  • Almanya’da 2024’te yapılan bir araştırma, en zengin %1’in, ülke varlıklarının yaklaşık %35’ine sahip olduğunu ortaya koydu.
  • Aynı dönemde, orta sınıfın alım gücü düşerken, kira ve enerji fiyatları özellikle Berlin gibi şehirlerde %30-50 arası arttı.

🇬🇧 İngiltere

  • Brexit sonrası ekonomik belirsizlik, pandemi ve enerji krizi ile birleşince, “working poor” (çalışan yoksullar) İngiltere’nin en önemli sosyal sorunlarından biri haline geldi.
  • İngiliz milyarder sayısı azalsa da, servetler daha da yoğunlaştı. 2025 itibariyle en zengin 250 kişinin toplam serveti, ülkenin %50’sinden fazla.

3. Vergi Politikaları ve Tepkiler

ABD’de olduğu gibi Avrupa’da da vergi adaletsizliği konuşuluyor. Ancak bazı Avrupa ülkeleri bu konuda daha agresif adımlar atmaya başladı:

  • Norveç ve İsveç, milyonerlerden daha yüksek oranda servet vergisi almaya devam ediyor.
  • İspanya, 2023’te “geçici servet vergisi” uygulamaya koydu (patrimonyo), 3 milyon € üzeri servete sahip kişiler hedeflendi.
  • Buna karşılık İrlanda, Hollanda ve Lüksemburg gibi ülkeler, vergi cennetleri olarak büyük şirketlerin ve milyarderlerin kaçış noktası haline geldi.

4. Sosyal Dinamikler ve Popülizm

ABD’deki eşitsizliklerin Avrupa’ya bir başka etkisi de politik yansıma ve sosyal bölünmeler oldu:

  • Artan eşitsizlikler, Fransa’da sarı yelekliler hareketi, Hollanda’da çiftçi protestoları, Almanya’da radikal sağın yükselişi gibi örneklerle kendini gösterdi.
  • Sağ ve sol popülist partiler, “elitlere karşı halkın sesi” sloganıyla yükselişe geçti.
  • Genç nüfus arasında, kapitalizmin sorgulanması, ev sahipliğinin imkânsız hale gelmesi ve sistem karşıtı söylemler güç kazandı.

5. Teknoloji ve Mülkiyet Temelli Servet Artışı

Tıpkı ABD’de olduğu gibi Avrupa’da da servet artışı, çalışmadan çok varlık mülkiyeti üzerinden gerçekleşiyor:

  • Ev sahipleri, hissedarlar ve start-up yatırımcıları servetlerini katlarken;
  • Kiracılar, asgari ücretle çalışanlar ve küçük esnaf kaybeden tarafta kalıyor.

Avrupa, ABD Yolunda mı?

Avrupa’nın daha güçlü sosyal güvenlik sistemleri ve bazı vergi politikaları sayesinde durum ABD’ye kıyasla daha yumuşak seyrediyor.

Ancak eşitsizlik büyüyor, orta sınıf zayıflıyor ve halkın sisteme güveni eriyor.

Eğer yapısal reformlar yapılmazsa, Avrupa da “milyarderler cenneti – çalışanlar cehennemi” kıvamına hızla yaklaşabilir.

Keşfedin: Ertelemeyi Yenmek için 8 İpucu

Bu habere emoji ile tepki ver

Hoşunuza gidebilir
youtube banner