Dünyadaki birçok inanılmaz güzellikteki yer fazla turistik değildir çünkü genellikle gidilmesi zor yerlerdir. Ama tüm o küçük adalar, turkuaz denizler, çiçek tarlaları, şelaleler gidip görmeye değerdir. Hepsi farklı bir masal aleminden fırlamış gibidir.
Bunlar gibi çok az kişinin bildiği veya gidip gördüğü 15 yeri sizin için listeledik. Buraları ilk ziyaret edenlerden biri olma şansını kaçırmayın!
En Çok Gezenlerin Bile Bilmediği 15 Muhteşem Yer
Blagaj, Bosna Hersek
Blagaj küçük şelalelerin arasında masmavi sularla çevrili küçük bir köy. Sevimli beyaz evleri ve manastırı ile sarp kayaların altında yer alıyor. Adeta cennetten bir köşe olan bu köyü kuran dervişler ve sufiler için burası kutsal bir yer.
Huacachina, Peru
Huacachina koca çölün ortasına kurulmuş olan bir vaha kasaba diyebiliriz. Peru’nun başkenti Lima’dan buraya yol 5 saat sürüyor. Kasabanın nüfusu yaklaşık 200 kişi, yani buraya giderseniz tüm dünya ile bağınızı koparabilirsiniz. Ayrıca tepelerde kum kayağı yapabilirsiniz.
Hillier Gölü, Avustralya
Öyle bir plaj hayal edin ki dünyanın en pembe gölünün kıyısında ve etrafı okaliptüs ormanıyla kaplı olsun. Hillier Gölü Avustralya’nın güneybatısında bulunan Middle Island’da (Orta Ada) yer alıyor. Buraya ulaşmanın tek yolu uçak. 1802 yılında bulunan bu göl tüm yıl boyunca pembe rengini koruyor. Bazı deniz yosunlarının ve mikroorganizmaların pembe renge neden olduğu düşünülüyor ama yapılan çalışmalar henüz bu bilgiyi kesinleştirmiş değil. Yani gölün neden pembe olduğunu şu an kimse tam olarak bilmiyor.
Gizli Plaj, Marieta Adaları, Meksika
Gizli Plaj (Playa de Amor) berrak bir suyu olan ve birçok kuş türünün yaşadığı gizli bir plaj. Bu cennet gibi plaja sadece deniz yolu ile ulaşılabiliyor. Bir kaç dakika sualtı mağaralarının arasında seyahat ettikten sonra adanın derinliklerinde kaybolmuş bu muhteşem plaja varıyorsunuz.
Silfra Yarığı, İzlanda
Silfra Yarığı İzlanda’nın Thingvellir Milli Park’ında bulunuyor. Burası dalgıçların ve maceraseverlerin favori yerlerinden biri. Soğuk su inanılmaz berrak olduğu için bazen burada derinlik hissinin kaybetmeniz mümkün. Öyle ki 300 metreye kadar görebiliyorsunuz.
Bella Adası (Isola Bella), İtalya
Hiç şüphesiz ki Maggiore Gölü’nde bulunan bu İtalyan adası dünyanın en güzel adalarından biri. Büyüleyici Borromeo Sarayı, bahçeler, teraslar ve çeşmeler adanın büyük bir bölümünü kaplıyor. Ayrıca asil kuş denen beyaz tavuskuşlarını da bahçelerde dolaşırken görmeniz mümkün.
Temel Reis Kasabası (Popeye Village), Malta
Bu kasaba, 1980’lerde Temel Reis müzikalini çekmek için inşa edilen ahşap evlerden kurulu. Şimdilerde eğlence parkı olan, günlük tekne turları yapılan ve muhteşem manzarası olan bir tatil yeri. Bazı evlerin iç dekorasyonu hala film çekimi için tasarlanan şekli ile duruyor.
Dongchuan Kırmızı Toprak (Dongchuan Red Soil), Çin
Dongchuan Red Soil Yunnan eyaletinin başkenti Kunming’in güneybatısında yer alan dağlık bir vadi. Modern yaşama uzaklığı nedeniyle turistik haritalarda yer almıyor. 1990’lı yılların ortasında keşfedilmiş. Yoğun mineral ve fosil içeriği nedeniyle bu dalgalı ve parçalı battaniye gibi görünen toprakların rengi kahve-kırmızı.
Flores Adası, Portekiz
Flores Adası UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Adada, çok nadir rastlanan florası ve faunası olan bir milli park bulunuyor. Azores Adalarının en batı ucunda Portekiz kıyısına en yakın olan ada. Portekizce de “çiçek burnu” anlamına geliyor çünkü her tarafı birbirinden farklı rengarenk çiçeklerle kaplı. Ayrıca doğal sıcak su kaynakları, lagünler, pirinç tarlaları, sevimli kasabalar, göller, yanardağlar ve dünyaca ünlü mağaralar bulunuyor.
Cehennemin Kapısı (Darvaza Krateri olarak da biliniyor), Türkmenistan
Bu yanan devasa kraterin çapı 60 metre ve derinliği 20 metre. Yerel halk buraya “cehennemin kapısı” diyor. Zamanında jeologların tesadüfen bulduğu büyük doğal gaz rezervleriyle dolu bir mağara, orada yaşayan insanlara ve doğal hayata zarar vermemesi için yakılmış. Bir kaç gün sonra söneceği düşünülen ateş, 45 yıldır yanıyor. Bu nadir rastlanan ve inanılmaz doğa olayı dünyanın birçok yerinden turistlerin ilgisini çekiyor.
Lencois Maranhenses Milli Parkı, Brezilya
Lencois Maranhenses Milli Parkı (Lençóis Maranhenses) Brezilya’nın kuzeydoğusunda Atlantik Okyanusu kıyısında bulunuyor. Her sene yağmurlu mevsimde binlerce turkuaz lagün kum tepelerinin arasından ortaya çıkıyor. İnanılmaz bir görüntü oluşuyor. Balıkların ve yengeçlerin her sene yaşanan kuraklıktan sonra buraya tekrar nasıl ulaşabildikleri merak konusu. Lencois Maranhenses’i ziyaret etmek için en iyi zaman Temmuz-Eylül arası, bu mevsimde lagünler tam kapasite dolmuş oluyorlar.
Setenil de las Bodegas, İspanya
Küçük bir kasaba olan Setenil de las Bodegas İspanya’nın güneyinde 8 asır önce bir kayanın içine inşa edilmiş. Yerel halk buraya “kayalar altındaki kasaba” diyor. Evlerin duvarları ve çatıları bazalt kayaların bir parçası. Bu kayalar yaşayanları kavurucu sıcaklardan ve sert rüzgarlardan koruyor. Koca dağların arasında kasabada dolanırken kendinizi küçücük hissedeceksiniz.
Saint Marcel d’Ardeche Mağarası, Fransa
Burası 1836 yılında Fransız bir avcı tarafından keşfedilmiş. Saint-Marcel-D’ardèche Mağarası Fransız Alplerindeki Rhône bölgesinde bulunuyor. Burası aslında birçok mağaradan oluşan, kristal gibi suları olan ve rengarenk kayalardan oluşan bir kompleks.
Mermer Mağaralar (The Marble Caves), Şili
Mermer Mağaraları Şili’deki General Carrera gölünde yer alan bir yarımadada bulunuyor. Nefes kesen bu mağaralar topluluğu suyun aşındırma kuvvetiyle binlerce yılda oluşmuş. Helezonik yapısıyla bu mermer duvarlar inanılmaz güzel görünüyor.
Las Lajas İbadethanesi, Kolombiya
Las Lajas Mabedi Kolombiya ve Ekvador arasında sınır oluşturan iki dağın arasındaki geçitte yer alıyor. Bu neo-gotik binanın içi de dışı da nefes kesici. Kilisenin nehirden yüksekliği 45 metre!