Türk sanat camiası, çok yönlü bir sanatçısını daha kaybetti. Oyunculuğu, mimarlığı ve müziğiyle her alanda derin izler bırakan Arif Erkin Güzelbeyoğlu, 90 yaşında hayata veda etti.
Onun gidişi, yalnızca bir sanatçının değil, bir kültürün, bir dönemin de vedası gibi hissediliyor.
Tiyatrodan Televizyona Uzanan Bir Sanat Yolculuğu
1935 yılında Gaziantep’te doğan Arif Erkin, hayatına sanatı işlemiş bir insandı. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu olmasına rağmen kalbi her zaman sahnede attı. Gençlik yıllarında tiyatroya yönelerek “Genç Oyuncular” topluluğunda yer aldı, sonrasında ise Türk tiyatrosunun efsanelerinden biri haline gelen Dostlar Tiyatrosu’nun kurucularından oldu.
Sahnedeki varlığı doğal, sesi sıcak, oyunculuğu samimiydi. İzleyiciye rol yaptığını değil, yaşadığını hissettiren o nadir sanatçılardandı. Tiyatro onun için bir meslek değil, bir varoluş biçimiydi.
Ekranın Bilge Yüzü
Arif Erkin Güzelbeyoğlu, tiyatrodan beyaz cama geçiş yaptığında, izleyici onu hemen benimsedi. Türk televizyon tarihinin unutulmaz karakterlerinden bazılarına hayat verdi.
-
“Yabancı Damat” dizisinde “Memik Dede” karakteriyle milyonların gönlünü kazandı. Türkiye ile Yunanistan’ı birleştiren bu hikâyede, iki kültürün arasındaki sıcak köprüyü temsil etti.
-
“İkinci Bahar” dizisindeki “Zülfikar Ağa” rolüyle; yaşlılığın zarafetini, bilgelikle karışık o içten mizahını ekrana taşıdı.
-
“Muhteşem Yüzyıl” dizisinde Piri Mehmet Paşa karakteriyle tarihe dokundu, bilge duruşunu bir kez daha gösterdi.
-
Ayrıca “Canım Ailem”, “Hayat Devam Ediyor”, “Doksanlar” gibi dizilerde yer aldı; her rolünde farklı bir kuşaktan izleyiciye ulaşmayı başardı.
Ekrandaki varlığı her zaman saygı uyandırdı. Onu izleyen herkes, sanki kendi dedesini, komşusunu, öğretmenini görür gibiydi. Çünkü o, hayatın içinden bir karakterdi.
Mimarın Sanatı
Arif Erkin yalnızca bir oyuncu değil, aynı zamanda bir mimardı. Uzun yıllar İstanbul Belediyesi’nde görev yaptı; şehir planlaması ve yapı projelerinde önemli işlere imza attı. Sanata olan disiplini, mesleğine de yansıyordu.
Belki de bu yüzden oynadığı her karakterde bir denge, bir mimari düzen vardı. Söylediği her söz, kurduğu her cümle adeta bir yapı gibi sağlamdı.
Müzikle Dolu Bir Ruh
Onun sanat yolculuğu sadece tiyatro ve mimarlıkla sınırlı kalmadı. Müziğe olan ilgisi de bir ömür sürdü. İstanbul Radyosu’nda korist ve solist olarak görev aldı, sahnede melodilerin içinde huzur buldu. Besteler yaptı, tiyatro eserleri için müzikler hazırladı.
Bir röportajında şöyle demişti:
“Mimarlık bana ölçüyü öğretti, müzik duyguyu. Oyunculuk ise ikisini birleştirmeyi.”
Bu söz, onun çok yönlü kimliğini özetliyordu.
Usta Sanatçıya Duygusal Veda
Arif Erkin’in vefat haberi sanat camiasını yasa boğdu. Sosyal medyada binlerce paylaşım yapıldı; her biri aynı ortak duyguyu taşıyordu: özlem ve minnet.
Bir genç oyuncu, onu anarken şu satırları yazdı:
“Sette bana ilk kez sabırlı olmayı o öğretmişti. ‘Oynarken rol yapma, nefes al’ demişti. O nefes şimdi durdu ama sahnede yankısı hep kalacak.”
Yıllarca birlikte çalıştığı bir yönetmen ise şöyle yazdı:
“Bazı insanlar sahneden hiç inmez. Arif Erkin de onlardan biriydi. Şimdi sadece ışıklar kapandı.”
Bir Kuşağın Hafızasında
Arif Erkin Güzelbeyoğlu, 90 yaşına kadar üretmeye, oynamaya, anlatmaya devam etti. Onu izleyenler için sadece bir sanatçı değil, bir yaşam öğretmeniydi.
Gözlerindeki bilgelik, sesindeki yumuşaklık, her rolünde taşıdığı sade zarafet… Hepsi onu farklı kıldı.
Bir röportajında şöyle demişti:
“Ben hep sahnenin kenarından dünyayı izledim. Gülümseyerek, bazen hüzünle. Ama hiç kopmadan.”
Belki de bu yüzden, o gülümseme bugün bile izleyicinin hafızasında.
Mirası Sonsuza Kadar Yaşayacak
Onun ardından kalan şey yalnızca dizilerdeki karakterleri değil; bir yaşam felsefesi.
Disiplin, tevazu, çalışkanlık ve üretkenlik… Her kuşağa ilham olacak bir miras bıraktı.
Dostları, onu anlatırken “sessiz bir dev” ifadesini kullanıyor. Çünkü o hiçbir zaman gürültülü bir şöhretin peşinde olmadı.
Oynadığı her rolde, söylediği her cümlede, mimariyle, müzikle ve insanlıkla bütünleşmiş bir bilgelik vardı.
Son Perde
Bugün onun gidişiyle, Türk televizyonu ve tiyatrosu bir ustasını kaybetti.
Ama Arif Erkin Güzelbeyoğlu, aslında hiçbir yere gitmedi; o, ekranlarda, sahnelerde, müzik notalarında yaşamaya devam ediyor.
Bir dönemin sessiz kahramanıydı. Parlamayı değil, anlam bırakmayı seçti.
Ve şimdi, o anlamın yankısı hâlâ sürüyor…
Mekânın cennet olsun, usta.
Sanatınla, zarafetinle, tevazunla daima hatırlanacaksın.
Son değişiklik: 16 Ekim 2025