İşverenlerin çalışanlarını güvende tutmak için bir rolü ve sorumluluğu vardır. İşverenler işyerinde gerçekleşen cinsel taciz ve saldırıdan sorumlu tutulabilirler. Kurtulanlar iş günlerini kaçırabilir, işte üretkenliklerinde düşüş yaşayabilir veya yaşadıkları şiddet nedeniyle işlerinden ayrılmak zorunda kalabilirler.
10 Mayıs 2024’te Notus’un bir makalesi, Dünya Uygur Kongresi başkanı Dokun lsa ve Uygur İnsan Hakları Projesi Yönetim Kurulu Başkanı Nury Turkel’e yönelik cinsel taciz iddialarını ortaya koydu.
26 Temmuz’da 25 akademisyen cinsel tacize karşı ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride yukarıda adı geçen iki kuruluş sorunu çözme konusundaki isteksizlikleri nedeniyle eleştirildi ve kadın çalışanlarını korumak için etkili hesap verebilirlik çağrısında bulunuldu. Bu iddiaları ve yanıt olarak alınan önlemleri çevreleyen mevcut belirsizlik, aynı zamanda daha tutarlı ve zamanında kurumsal iletişim eksikliğinden kaynaklanıyor ve bu kuruluşları güvenilir, profesyonel ve itibarlı kuruluşlar olarak görmeyi giderek zorlaştırıyor.
Araştırma ve en iyi uygulamaları kullanarak, çalışma ortamının tüm çalışanların güvenliğini ve refahını desteklediği daha sağlıklı iş yeri kültürleri yaratabiliriz.
Değişim en üstten başlar. İşverenler, cinsel tacizin hoş görülmediği ve saygının teşvik edildiği bir kültür yaratmalıdır. Atılabilecek adımlara örnek olarak; iş yerlerini değerlendirmek, iklim anketleri yapmak, önleme çabalarına kaynak ayırmak ve cinsel tacizde bulunan kişileri sorumlu tutmak verilebilir.
Kuruluşlar, hangi davranışların kabul edilmeyeceğini ve tacizi mümkün olduğunca gizli bir şekilde bildirme ve yanıtlama prosedürünü ana hatlarıyla belirten tacize karşı kapsamlı bir politikaya sahip olmalıdır. Bir bildirim sistemi, tacizi bildirmek için birden fazla yol içermelidir. Taciz için disiplin eylemi, suçla orantılı olmalıdır çünkü “sıfır tolerans” tek beden herkese uyan politikalar ters tepebilir.