Adını sıklıkla duyduğumuz kolajen kelimesi genellikle güzellikle ilişkilendirilmesine rağmen aslında vücudumuzun birçok parçasında kendisine yer bulur.

Bu sebeplede vücutta en çok bulunan protein tipidir. Yunancadan literatüre geçmiş olan kolajen kelimesinin bu dildeki anlamı ise yapıştırıcı olmaktadır.

Kolajen Nedir?

Kolajen, hem insanların hem de hayvanların bağ dokularında bulunan temel proteinlerin genel adıdır. İnsan vücutlarında bulunan proteinlerinin %30 kadar bir kısmını oluştururlar

İnsan bedeninde yaygın olarak 3 türü bulunmaktadır. Bunlardan Tip I olarak sınıflandırılan kolajenler organlarda, damar sisteminde, tendonlarda, deride ve kemiklerde yer almaktadır. Tip II kolajenin yer aldığı bölgeler ise kıkırdaklarımızda yer almaktadır. Son olarak Tip III kolajenin bulunduğu bölgeler bağ dokularındaki ince lifler arasında yer almaktadır. Vücudumuzda bulunan bağ dokuların görevi  ise organları, kemik ve kas sistemini bir arada tutmasıdır. Bu bağ dokular sayesinde vücudumuz sahip olduğu şekli koruyabilmektedir.

Kolajen Tipleri Nelerdir?

Tanımlanmış kolajen tipleri 19 olmakla birlikte en sık olarak 5 tanesi insan vücudunda yer almaktadır. Bunlar ise 1, 2, 3, 4 ve 10 olarak sınıflandırılmıştır.

Tip 1 Kolajen

Vücudun bütün dokularındaki eozinofilik liflerinde oluşmasından dolayı vücutta en yaygın olan kolajen olma özelliğini taşımaktadır. Başta cilt olmak üzere tendonlar, organlar ve bağlarda bulunmaktadır. Uzmanlara Göre Demans’ın Erken Uyarı İşaretleri

Tip 2 Kolajen

Kıkırdakların içerisinde bulunan ve hücresel olmayan kıkırdak sıvıları tarafından oluşturulan bu kolajen tipi özellikle eklemlerde bulunmaktadır.

Tip 3 Kolajen

Cilt ve organların hücre dışı matrislerinde oluşan bu kolajen son derece önemlidir. Hem cilt için hem de kalp ve damar hücrelerinin oluşumunda önemlidir.

Tip 4 Kolajen

Solunum ve sindirim yüzeylerindeki dokularda bulunan bu kolajen tipi aynı zamanlarda yağ ve organları çevreleyen zarların yapısında da bulunur.

Tip 10 Kolajen

Hem yeni kemik oluşumlarında hem de kıkırdak dokuda görev alan bu kolajen tipi eklem sağlığı için önemlidir.

Kolajen Hangi Besinlerde Bulunur?

Vücudun doğal olarak kolajen üretmesi için birçok aminoasit, vitamin ve minerali sentezlemesi gerekir. Bunların başında da amino asitler gelmektedir. Kırmızı et, balık, beyaz et, yumurta, fasulye ve süt ürünleri gibi besinlerden amino asitleri sağlayabiliriz.

Kolajen üretimini bir parçası olan çinko, C vitamini ve bakır minerallerinin de besinlerden temin edilmeleri gerekmektedir. Bunların bulunduğu besinler ise genellikle turunçgiller, yeşillikler, brokoli, domates ve biberdir.

Kepekli tahıllar, kabuklu deniz ürünleri ve fındık gibi besinlerden de kolajen sentezi için gerekli olan diğer mineralleri karşılayabiliriz. Kolajen üretimini arttıracak besinlere ayrıntılı olarak göz attığımızda ise karşımıza şunlar çıkmaktadır.

Kırmızı Et

Kolajen doğada en fazla memelilerde bulunmaktadır. Bu sebeple özellikle kırmızı ette bulunan protein kolajen üretimi için çok değerlidir. Tüketiminde kemikli etin tercih edilmesi gerekmektedir.

Kemik Suyu

İsmi sık sık kolajen ile birlikte anılan kemik suyu, sahip olduğu jelatin sayesinde kolajen üretimini yoğun olarak desteklemektedir. Bunun için dana kemiklerinin bir miktar su ve sirke ile 12-24 saat arasında pişirilmesi gerekmektedir.

Balık

Yapılan çalışmalara göre balıklarda ve kabuklu deniz hayvanlarında bulunan kolajen diğer hayvansal gıdalara oranla 1,5 kat daha hızlı sentezlenmektedir. Bu sebeple özellikle balıkların kafa, deri ve gözlerinin yenilmesi önerilmektedir.

Yumurta

Yumurtanın beslenmemizde önemli bir kaynak olmasının temel nedeni beyazında bulunan kolajenin yanında 9 temel amino asidi de içermesidir.

 Spirulina

Bir tür deniz yosunu olan spirulina kolajen üretiminde temel olarak kullanılan amino asitler açısından en zengin besinlerin başında gelmektedir.

Yeşil Sebzeler

Doğada kolajen sadece hayvanlarda değil bitkilerde de bulunmaktadır. Özellikle yeşil yapraklı sebzelerde bulunan klorofil vücutta kolajen üretilmesini desteklemektedir.

Sarımsak

Yüksek miktarda kükürt içermesi sebebiyle özellikle eklemlerde ve ciltte bulunan kolajenin üretimini arttırmaktadır.

Beyaz Çay

Beyaz çay kolajen üretimi yerine kolajenin moleküler yapısının korunmasında görev alan maddeler içermektedir. Buda üretilen kolajenlerin vücutta daha uzun süre kalmasını sağlar.

Avokado ve Yağı

Avokadonun ve avokado yağının içerisinde bulunan yüksek miktardaki E vitamini kolajenin parçalanmasının önüne geçmektedir. Özellikle ciltte üretilen kolajenin korunmasında etkilidir.

Soya Ürünleri

Soya ürünlerinin içerisinde bulunan maddelerin yüksek antioksidan özellikleri bulunmaktadır. Bu sebeple bu maddeler serbest radikallerin kolajen yapılarına zarar vermesini engellemektedir.

Kırmızı Meyve ve Sebzeler

Kırmızı meyve ve sebzelerin içeriğinde bulunan bazı maddeler UV ışınlarının kolajen yapılarını parçalamasının önüne geçmektedir. Ayrıca ahududu, çilek ve elma gibi kırmızı meyveler kolajen oluşumunu da desteklemektedir.

Fasulye

Fasulye çeşitleri vücuttaki kolajen üretimini desteklemesinin yanı sıra hyaluronic asit üretmeye de teşvik etmektedir.

Narenciye

Narenciyenin içerisinde bulunan yüksek C vitaminleri vücudun kolajen sentezleme kabiliyetini arttırır ve desteklemektedir.

Kuruyemiş ve Tohumlar

Kuruyemiş ve tohumların içerisinde bulunan bakır ve çinko elementleri kolajen sentezlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple tüketilmeleri kolajen üretimini arttırır.

İstiridye

Kolajen üretimi için en kaliteli çinkoyu içerirler. Ayrıca içeriklerinde bakır da bulunmaktadır.

Kolajenin Faydaları Nelerdir?

Kolajenin vücutta sağladığı temel faydalar şunlardır.

Cilt Sağlığı

Tip 1 kolajen cilt dokusunun %35’ini oluşturmaktadır. Bu sebeplede cilt sağlığı için son derece önemlidir. Kolajen ile cilt daha dolgun ve daha sıkı olmaktadır. Yaş ilerledikçe ciltteki kolajen sayısının azalması sebebiyle ciltte incelmeler, sarkmalar ve kırışıklıklar meydana gelmektedir. Bu sebeple ciltteki kolajenin artırılması yaşlanma belirtilerini gidermekte, daha pürüzsüz ve canlı bir cilt sağlamaktadır.

Kemik Sağlığı

Kemiklerdeki kolajenin azalması kemik erimelerine ve kırıklarına neden olabilmektedir. Bu sebeple özellikle menopoz dönemindeki kadınların kemiklerindeki kolajen miktarını arttırmaları önerilmektedir. Bu sayede kemik yoğunluğundaki azalmaların önüne geçilebilir.

Eklem Sağlığı

Kolajenler eklemlerin daha esnek olmasını sağlamaktadır. Bu sebeple yaş ile birlikte gelen eklem ağrılarının önlenmesinde kolajenin önemi büyüktür.

Kas Gücü

Yapılan çalışmalar yaş ile birlikte gelen kas güçsüzlüğünün önlenmesinde ve giderilmesinde kolajen açısından zengin gıdalar ile oluşturulmuş diyet ile birlikte egzersizin tek başına egzersiz yapmaktan çok daha etkili olduğunu göstermektedir.

Dolaşım Sistemi Sağlığı

Kolajen damarların esnekliğini arttırmaktadır. Esnekliği artan damarlarda kardiyovasküler sistemin iyileşmesini ve bu tür hastalıklardan korunmasını sağlamaktadır.

Saç Sağlığı

Yaşlanma ile birlikte saçların kalitesinde de düşmeler meydana gelmektedir. Bu etkilerin ortadan kaldırılmasında, saçların daha güçlü, parlak olmasında ve hızlı uzamasında kolajen etkilidir.

İyileşme Sürecini Hızlandırır

Cildin yapı taşlarından birisi olan kolajen, bu özelliği sayesinde yaraların da daha hızlı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olmaktadır. Çünkü kolajen ciltteki bağ dokularının ve cilt hücrelerinin daha hızlı çoğalmasını desteklemektedir.

Sindirim Sistemi Sağlığı

Kolajen yapısının içerisinde bulunan bir amino asit, mide asidini arttırmaktadır. Mide asidinin artması ise besinlerin daha etkili bir şekilde sindirilmesini sağlar.

Selülitleri Azaltır

Yağ dokularını çevreleyen zarların içerisinde de bulunan kolajen, dağınık bir şekilde oldukları için selülit görünümünü yaratan yağ dokularını da bir araya getirerek görünümlerini pürüzsüzleştirir.

Özgün yazılar ve çevirilerle hayatları renklendirmeye çalışan 'iyi niyetli' blog.
Hoşunuza gidebilir
youtube banner