Seri üretimin en yoğun yapıldığı bu zamanda dünyaya gelen kimseler olarak istifçilikte oldukça başarı sağladık.
Kırtasiye, giyim veya dekoratif malzemeler; koleksiyon tercihimizi hangi alanda yapmış olursak olalım yaşam alanlarımızı nesnelerin işgaline teslim ettik.
Fıtratımıza uygun olmayan bu tüketim alışkanlığı bizi boğarken dünyada hızla popülerleşen minimalizm akımı imdadımıza yetişti. Minimalizm; yaşamınıza değer katmayan, size hizmet vermeyen soyut veya somut her şeyi hayatınızdan çıkarmak anlamına gelir.
Minimalizm İçin Bazı Sebepler
Genel olarak insanlar minimalizme ilk adımlarını eşyalarından yorulduklarını hissettikleri andan sonra atıyor. Uzun süre aynı yerde yaşam süren insanların uyanışı genelde seyahat etmeleri veya taşınmaları gerektiğinde gerçekleşiyor. Yıllardır kullanmadıkları nesneleri yaşam alanlarında bulundurmaları, taşınma veya seyahat keyiflerini kabusa çevirdiğinde bir şeylerin yanlış olduğu farkındalığına varıyorlar.
Ancak sorunu fark etmek yeterli değil. Çözüme gitmek gerekir ki bu da çetrefilli bir yoldur. Ancak tünelin sonundaki güzelliği görüp yüklerinden arınmış bir yaşamı tahayyül etmek bu zor yolda azminizi artıracak en önemli unsurdur.
Bu Yolda Size Yardımcı Olabilecek Birkaç İpucu
Sebebinizi Belirlemek
Nedeniniz, oyuncak deryasında yaşamak zorunda kalmış olmak olabilir. Ve hayaliniz, minimalizm yolculuğunuzun sonunda çok daha az oyuncakla eğlenebilen, sadece bir halkayla filo yönetip, araba yarışlarında birinci olmuş yaratıcı çocuğunuz olabilir.
Belki de hatıra adı altında kalabalıktan boğularak sizi stres topuna çeviren evinizde, neyin değerli neyin çöp olduğuna karar vermiş ve hafiflemiş biri olarak yaşama hayalidir. Sebebiniz ve hayaliniz ne olursa olsun hayatınızı analiz edip kendinize ideal bir yaşam alanı oluşturmak için zaman ayırmak sizin kendinize borcunuzdur.
Hangi Alanda Minimalist Olmak İstediğini Belirlemek
Bu tespiti yaparken aşağıdaki sorular ve benzerleri işinizi kolaylaştırabilir.
- Hayatınızın hangi alanı dağınık gibi hissediyorsunuz
- Görüşmek istemediğiniz insanlarla fazla vakit geçiriyor musunuz?
- Çok fazla hedefiniz olduğu için aslında hiçbirine vakit ayıramadığınızı düşünüyor musunuz?
- Evin herhangi bir alanına gereğinden fazla emek harcadığınız oluyor mu?
- Hayatınızda ne kökten değişirse siz huzurlu ve mutlu olursunuz?
Minimalizmi Aşamalara Ayırın
Bu soruları cevaplarken acele etmemelisiniz. Unutmayın! Biriktirdikleriniz her ne olursa olsun onları tek kalemde biriktirmediniz. Evinizde ve hayatınızda yılların birikimi ve alışkanlığı var. Bunların hangisinin alışkanlık, hangisinin yük, hangisinin gereklilik olduğunu tespit etmek zor olabilir. Bu nedenle sadeleşme girişimlerinizi aşamalandırın. Zamana yayın.
Birden tüm yüklerinizden kurtulmanız mümkün değilken böyle bir şeye girişmek sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Ve daha da kötüsü pes ettirebilir. Zaten bir kere sadeleşmeye başladığınızda bunun hayatınızın tüm alanlarına sirayet ettiğini göreceksiniz. Kalabalığından en rahatsız olduğunuz alan diyelim ki kırtasiye ürünleriniz. Onları ayıkladıktan sonra gardırobunuzda 2 yıldır kullanmadığınız gömleğin gözünüze battığını göreceksiniz.
Eşyalarınızı Sınıflandırın
İşe girişmeden önce en kapsamlı sınıflandırma yöntemi olarak onları ne yapacağınıza göre sınıflandıra bilirsiniz. Örneğin; kullanılacak, satılacak, bağışlanacak, geri dönüşüme gönderilecek, çöpe atılacak…
Her seferinde bir odanızı ayıklayabilirsiniz
Eşya ayıklamaya sizi en çok yoran ve minimalistleştirmeye iten alandan başlayın. Bu sizin motivasyonunuzu artıracak ve fazlalıklarınızdan kurtulmanın size maddi ve manevi olarak ne kadar rahatlattığını fark edeceksiniz.
Bir gün işe yarayacağını var saydığınız çöplerinizden kurtulun
Bozulan, kırılmış, yıpranmış veya kullanılamayacak ancak “bunu şunun için kullanırım, geri dönüştürürüm” diyerek kendinizi kandırdığınız eşyalarınızı artık çöpe atın. Unutmayın en iyi ihtimalle geri dönüştürmeyi başardığınız eşyanızın yeni formuna da aslında hiç ihtiyacınız yok. Diğer yandan onu geri dönüştürmek için de tekrar masraf yapmak zorundasınız.
Kullanmadığınız kıyafetlerinizden vazgeçin
Artık kullanmama nedeniniz kilo alıp vermiş olmanız olabilir. Zevkiniz değişmiş olabilir. Bir türlü kombinleyememiş veya dolabınızın bir köşesinde unutmuş olabilirsiniz. Sebep ne olursa olsun, yıllardır kullanmadığınız veya yılla iki defa kullandığınız kıyafetlerinizle vedalaşın.
Unutmayın; kilo verip o çok sevdiğiniz pantolonun içine girebilecek kadar zayıflama iradesini göstermiş olursanız kendinizi yeni bir pantolonla ödüllendirebilirsiniz.
Sizin yılda iki defa kullandığınız ceketinizi her gün giyerek değerlendirecek bir çok ihtiyaç sahibi insan var. Bağışlamanın size vereceği mutluluk ve huzurun yılda iki defa o ceketi giymekten daha değerli olduğuna emin olabilirsiniz.
Kendinize sınır belirleyenin
İhtiyacınız olan “tişört, pantolon vs.” sayıyı belirleyin ve bu sayıya sadık kalın. Bu sayıda eksilme olmadan yeni bir ürün almayın.
Askı Sayınızı Azaltın
Artık hafiflemiş bir insansınız. Gardırobunuz inceldi. Fazla kıyafetlerinizden kurtulduğunuza göre artık boşalmış askılarınızdan da kurtulabilirsiniz.
Sıra O Çok Sevdiğiniz Ayakkabılarınızda
Size ayakkabı olarak sadece bir spor bir klasik bir de bot edinin gerisini atın demeyeceğim ama kabul edelim ki kimsenin ihtiyacı 40 çift ayakkabı değildir. Diğer yandan zekice düzenlenmiş gardıroplar ki kıyafetler hem birbiriyle hem de seçmiş olacağınız az sayıdaki ayakkabıyla kombinlenebilir.
Çorap ve İç Çamaşırı Çekmeceniz
Bir insanın gün içerisinde birkaç kere bile iç çamaşırı ve çorap değiştirmesi gerektiğini kabul ediyorum ancak bu yine de çekmecenizdeki delinmiş yıpranmış çorapları açıklamıyor.
Kullanılmayan Mutfak Aletlerinizi Hayatınızdan Çıkarın
Eminim herkesin evinde bir tencere vardır. Bu durumda mısır patlatma makinesine ihtiyacınız yok. Misafirler için ayrı ev halkı için ayrı, kahvaltı için ayrı tabaklara sahip olan bizler için yemek pişirirken kullandığımız, kaşık tezgahı kirletmesin diye birde kepçe için ayrı tabak bulundurmak kara mizah gibi.
Çok Fazla Tabak ve Bardak
Kendimize dürüst olalım. Hangimiz 24 kişilik misafir ağırlıyor. Kaldı ki diyelim 24 kişilik bir doğum günü partisi verdiniz ağır bir akşam yemeğiyle mi ağırlıyoruz yoksa çay yanında atıştırmalıklarla mı?
Malumunuz bundan yıllar önce komşuluk ilişkileri daha yoğun aileler daha kalabalıkken, herkes yer-içer kahkahalarla eğlenirken, annelerimizin 24 kişilik lüks yemek takımları her içeceğe ayrı bardakları yoktu. Misafirlerini sade tabakları, lezzetli yemekleri ve hoş sohbetleriyle ağırlar, keyifle uğurlarlardı.
Üstelik komik olan şudur: Diyelim ki yirmi dört kişiyi ağırladınız ve bu kadar insana beş çeşit yemek yapacak kadar cesur bir aşçısınız. O kadar yemeği nerede pişireceksiniz. O kadar kişiyi ağırlayacak yemek masanız var mı?
Kupalar
Türkiye’de eskiye nazaran çok daha az aile kayınvalidesi ve eltileriyle yaşıyor. Muhtemelen 4 kişilik bir ailesiniz. 50 tane kupa ihtiyacınız olduğunu sanmıyorum. Üstelik kupalar yapı itibarıyla üst üste istiflenemez ve oldukça yer kaplarlar.
Çiftlerden Kurtulun
Maalesef hayat böyle. Bazı şeyler tecrübeyle öğreniliyor. Bir tane kesme tahtası aldınız ve kullanışlı çıkmadı ardından bir tane ve bir tane daha. Aynı durum sebze soyacağında ve mutfak makasınızda da başınıza geldi. Gelin görün ki diğeri bozulmamış veya kırılmamış olmasına rağmen yenisini almak zorunda kaldığınız için eskisini de atamıyorsunuz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bu eşyalar herkesin evinde olduğundan verecek kimseye de bulamıyorsunuz. Unutmayın ki onu zaten kullanamadığınız için yenisini almıştınız dolayısıyla bir daha da kullanmayacaksınız. O yüzden geri dönüşüm kutusuna atmak zorundasınız.
Ancak geri dönüşüm kesin çözüm değildir mecburi durumlarda kullanılmalıdır asıl olan bilinçsiz tüketimden uzak durmaktır.
Kaliteli ve Az Miktarda Tüketim
Diyelim ki kaliteli bir döküm tencerenin fiyatı 500 Lira ucuz bir teflon tavası ise 100 lira. Döküm tencerenin ömrü çok ama çok daha uzundur ama şimdilik biz 50 yıl olsun diyelim, teflon tencerenin ömrü ise çok ama çok daha kısa ancak biz şimdilik 10 yıl olsun diyelim. İkisini de aynı para ödemiş gibi olduğumuzu farz edelim. Bu en iyi senaryoda bile gelecek nesillere 5 kat daha fazla kirli bir dünya bırakmış oluyoruz.
Gıdalarınızı kontrol edin
Tarihi geçmiş makarnalar, görüp çok beğendiğiniz ve malzemelerini aldığınız ama bir türlü denemediğiniz yemek tarifi için alınmış ama bayatlamış baharatlarınız, sağlıklı yaşam için edindiğiniz ama tadını beğenmediğiniz için bir köşede unuttuğunuz bitki çayları ve daha neler neler. Evinizi tarihi geçmiş veya bayatlamış gıdalarınızdan arındırın.
Bu Tuzağa Düşmeyin
Eminim hepimizin başına gelmiştir. 250 gr yoğurt 3 lira, 1000 gr yoğurt 9 lira 5000 gr yoğurt 30 lira. Kerrat cetveli hesabıyla 250 gram yerine 5 kilo yoğurt alırsanız 30 lira karınız var. Aldınız ve evinize geldiniz.
Yoğurt kısa ömürlü bir gıdadır.(En azından öyle olmalı. Üretim tarihiyle son tüketim tarihi arası uzun olan yoğurdu almayın. İçerisinde koruyucu kimyasallar olabilir.) 1 hafta sonra dolabınızı kontrol ederken yoğurdunuzun kullanım tarihinin geçtiğini fark ettiniz. Kapağını açıp baktığınızda gördünüz ki 250 gramını tüketebilmişsiniz. 27 lira zararınız var. Ve kaç tane ailenin 1 haftalık yoğur ihtiyacını karşılayabilecek miktardaki yoğurdu çöpe atıyorsunuz. Bu nedenle az çoktur. Hayatınızı bereketlendirmenin yolu daha çok şey almak değil israf etmemektir.
minimalizm yeni başlayanlar için minimalizm
Son değişiklik: 28 Ağustos 2020