Affetmek ve unutmak ikisi de zor, ikisininde izleri derin.Bazı insanlar “affetmek unutmaktan daha kolaydır” der, bazıları “affederim ama unutmam” derken diğerleri de “affetmiyorum da unutmuyorum da” der. Bunların hiçbirini söylemeyenler zaten affetme ve unutma konusunda uzmanlardır.
Tabi ki hepimiz insanız ve bazen bazı olaylar, yaşanmışlıklar veya bazı kişilerin yaptıkları söyledikleri bizi üzebilir ya da bir türlü aklımızdan çıkmayabilir.
Unutmanın ve Affetmenin Yolları
Bu yazıyla belki olaylara bakış açınızı biraz değiştirebilirsiniz. Affetmek ve unutmak sanıldığı kadar zor değil.
Affetmenin Prensipleri
Affetmenin tanımı basitçe “bir suç, kusur veya hata yüzünden öfkeli veya kırgın olduğun bir olaya/kişiye karşı artık öfke beslememek”tir. Birini affetmek için duygusal ve ruhsal cesarete ihtiyacın vardır. Biri seni ne kadar kırmış olursa olsun; o kişiyi affetmeye karar verdiğin an özgürlüğe kavuştuğun andır.
Birini affettiğin zaman karşıdakine değil kendine iyilik yapmış olursun. . Birine karşı bir kin tutmak, kendin zehir içip karşıdakinin zehirlenmesini beklemek gibi birşeydir. Bu çok saçma değil mi? Saçma olduğunu bile bile çoğumuz farkında olmadan kendimizi bu tuzağa düşürüyoruz.
Kalp gözünü değiştirmelisin. Seni üzen kişi için “Bunu yapması için elbet geçerli bir mazereti vardır” diye düşünmeye çalışmalısın. Söylemesi kolay yapması zor biliyoruz özellikle de en yakınındakiler tarafından kırıldığın zaman.
Affetmenin 3 Ana Maddesi
Seni kıran olayı veya kişiyi kabullen ve olanları kafanda tekrar canlandır, kalbini kıran olayı düşünün.
Karşındaki kişinin de bir insan olduğunu ve hiç kimse mükemmel olmadığını hatırla.
Tek başına olabileceğin bir ortam yarat, odana git kapıyı kapat. Kızgın olduğun kişiyi düşünmeye başla ve ona güzel sözler söyle. Bunu illa arayıp o kişiye söylemek zorunda değilsin, bu onunla ilgili değil seninle ilgili bir durum. Sesli olarak şü cümleleri kur: “Seni affediyorum (kırgın olduğun kişinin ismini söyle), bu sıkıntıyı içimde tutmaya devam etmek istemiyorum ve kendimi özgür bırakıyorum”. Sonra kenara çekilip özgürlüğün, kazancın ve mutluluğun keyfini çıkarın.
Unutmanın Prensipleri
Unutmanın tanımı “hatırlayamamak”tır. Affettikten sonra iş unutmaya gelince hepimizin en zorlandığı kısım başlamış oluyor. Bizi bu kadar üzen, kıran durumları nasıl unutacağımızı bilemiyoruz.
Affettikten sonra unutmanın prensibi illa olayın tamamen hafızanızdan silinmesi değildir. Sonuçta hepimiz insanız ve bazı şeyler ne kadar zorlarsak zorlayalım hiçbir zaman aklımızdan çıkmaz ve çıkmayacaktır. İyi ya da kötü, olanları bir şekilde hatırlaman gerekiyor ki yaşananlardan ders çıkarabilesin ve seni üzen o duruma tekrar düşmeyesin. Akıllı davranmalısın.
O zaman nasıl unutacaksın? Veya yanlış yapılan olayı kafandan attığını nasıl anlayacaksın? Bu sorunun cevabı da, düşünmen gereken başka bir soru aslında: Seni üzen kişiyi düşündüğünde ya da onu gördüğünde ilk aklına gelen şey nedir? Bir anda kan beynine sıçrıyor ve kendini mi kaybediyorsun? Yoksa içini bir mutluluk kaplıyor ve ona gülümsüyor musun? Düşün, eğer onu gördüğünde hala kızgınlık duyuyorsan sen onu unutmayı bırak daha affetmemişsin bile demektir. Ama ona gülümseyebiliyorsan, merhaba demene bile gerek, onu merhametinle öldürüyorsun demektir ve bu da senin hakkında çok olumlu şeyler gösterir. Bunu yapabiliyorsan, sen artık unutma prensiplerini tam anlamıyla hayata geçirebiliyorsun demektir.
Sonuç olarak, birini uzaktan sevmek diye de bir şey var, o kişi artık yakın arkadaşınız olmak zorunda değil ancak onu görünce gülümsemek veya sosyal medyadaki aktivitelerini beğenmek ortamı biraz yumuşatabilir. Hâlâ o kişiyle yakınsan bile, akıllı davran ve kendini tekrar üzecek bir pozisyona sokmaktan kaçın. Gerçek mutluluk senin içinde, kafana ne taktığına dikkat et.